2 Nisan 2009 Perşembe

Sevmek Acı Çekmekmidir..

Sevmek acı cekmekmidir?
Acılar icinde kıvranmakmıdır sevmek?
Gözyası dökmekmidir?
Kurumayan gözyasımıdır sevmek?
Zevk edinmekmidir?
Hayatın kolarında yalnız kalmakmıdır sevmek?
Sinsice aldatılmakmıdır?
Farkına varmadan duygularınla alay edilmesimidir sevmek?
Kimbilir...Belki sevmek dünyayı tozpembe görebilmektir..
Hayatın tadına varabilmektir...
SENİ SEVİYORUM KELİMESİ İNSANI TATMİN EDERMİ...?
SENİ SEVİYORUM DEMEKLE İNSAN SEVEBİLİRMİ...?

1 Nisan 2009 Çarşamba

Terk Edilmek..

Terk etmeyi asla düşünmediğim için,
Terk edilmeyi içime sindiremedim.
Seni kendim kadar önemsediğim için,
Sanırım; ben, sensizliği hiç hak etmedim...

Sen Bilirmisin?

sen bilirmisin insan nasıl kendini unutur.nasıl haykırmak isterde sesi bogazında düğüm olur.konusmak istersin konusamazsın,kaçmak istersin kaçamazsın,hatta gözlerindeki yaslar bitmiştir,ağlayamazsın...
sen bilirmisin benzine su bulanmıs bir insan titrek,cılız bir kibritin aleviyle nasıl tutusur nasıl sokaklara,evlere,hatta kendine bile sıgmaz olur.düşünmek istersin düşünemezsin,unutmak istersin unutamazsın...
sen bilirmisin,nasıl bir örümcek kemirir durur beynini.Ey sevdiğim,bende bilmezdim bir zamanlar hatta düşünmezdim bile bu kadar acımasız değildir derdim insanlar.Ama oluyormus,ama öğretiliyormus insana.Yudum yudum ömründen çalıp,hayallerini,umutlarını,daha da ötesi kendini bile unutabiliyormus insan.
Haykırıyor,isyan ediyorum bazen kendime ama elden ne gelir bütün dertler,acılar yine benimle.olsun diyorum varsın buda olsun alışırım diyorum,işte bu arada bir mermi daha vuruluyor beynime.olmuyormus güzelim,alışılmıyormus bu acıya.
Acınında acısı vardır bende biliyorum.Ama kalbim kaldırmıyor artık,öylesine yorgun,öylesine gecmişim ki kendimden,artık insanlar bile vazgecer olmus benim bu halimden.zaman diyorum,ilaç diyorum,buda gecer diyorum.Ama itiraf edeyim mi sana

buna artık bende İNANMIYORUM......

Benim Hiç Senim Olmamış Gibi..

varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın..
sensiz kalma ihtimalı olmayacak, alayına kurulmuş cümlelerin sonunda..
belki bir kaç satır arasında unutulacaksın, bir müddet sonra.. içimden
olmayacak , boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim..
hani hep kızardın ya, konuş konuş derdin... haykırabilirmiyim
korkaklığını.. bıraktığın bu mavi düşleriyşe mavi yalnızlığı, artık
sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabirmiyim
dersin, susarmıyım, gülüp geçermiyim yoksa...?? aslında alıştırmalıyım
kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi
farzetmeli, unutmalı.. seni hiç tanımamış gibi, yaşamımı
sürdürmeliyim.. var olduğum her yer aşkın şehri olmalı artık yeniden
sevmenin sevilebilmenin yeri her yer. zamanı yaşanan ve gelecek tüm
zamanlar olamalı benim için.. evet sayfalardan koparıp bir bir
savurmalıyım seni.. yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımla
hapsetmeliyim bu anılar sokağına.. kopan takvim yaprakları, sensiz
geçen günleri saymamalı, yokluğunun güncesini tutmayı artık
bırakmalıyım.. kabullenmeli, hazmedilmeli, aldırmamalı, hatta sana hak
verebilmeliyim.. bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve
çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için.. zira yoksun ''sanki
benim hiç senim olmamış'' ''sanki biz hiç yaşamamışız, sanki aşk
denen o hoyrat sarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi
sen benim her gece efkarım, gözümdeki yaşım sigara dumanım,
sen benim damardaki kanım, anlımdaki yazım
kalbimin en orta yerinde büyük bir yangın var alevler içinde,
sana yemin olsun bitmeyecek sevdan mezarımda bile

Elimde Değil..

Yaşadığım kentten uzak, küçük bir sahil kasabasında, balkonda sabah kahvemi içerken, bir şeyler eski günleri hatırlatıyor..Her yerde bir şeyler eski günleri hatırlatıyor zaten.. Aslında bambaşka şeyler düşünüyorum ama sana yazıyorum ne tuhaf.. İnsan bazen olmadık zamanlarda, olmadık hayallerin peşine takılırken, "bu yanlışı daha önce de yapmıştım" cümlesine fazlasıyla aşina bir halde kendi için doğru olanı seçerse, bir başkasının hayatını alt üst edebileceğini hesaba katamıyor. Bu cümle sana tanıdık geldi mi?Aylar önce, bir Ege şehrinde, sabaha karşı elimi tutarken, o yıldızlar oradaydı, hayallerimizde.. Aylar sonra, "kendi" hayallerin sana mutluluk getirdi mi bilmiyorum ama ben o zamanın umutlarıyla yaşlanıp duruyorum hala.. Ne değişti, neden değişti bilmiyorum hala.. "Yoldan geçenler varda, her akşam gelenler nerde" diye soramıyorum hala..

Belli belirsiz bir ses geliyor kulaklarıma, sancı gibi, tavan arasına atılan anılarımız gibi, gidişin gibi, gitme diyemeyişim gibi.. Mevsimsiz yağmurlarla, nerden geldiği bilinmez bir rüzgarlarla ve zamansız dokunuşlarla sızlayan bir yarasın işte alt tarafı.. Alt tarafı ömrümden ömür çalmışsın, alt tarafı kalbim durmuş işte..

Elimde değil, özlüyorum ben..

Gözlerini..

En çok da kokunu..

10 Mart 2009 Salı

Sensizlik Benim Canımı Acıtan..


Bir garip hüzün çöker insana
El ayak çekilince
Tek başına kalırsın dünyada
Etraf sessizleşince

İnan bu ev alışamadı
Hiç bir zaman sensizliğe
Şimdi sensizlik oturyor
Kalkıp gittiğin yerde

Yanlızlığa elbet alışır bedenim
Yanlızlıkla belki de başa çıkabilirm
Çok zor gelse bile yaşar öğrenirim
Sensizlik benim canımı acıtan

Bir derin korku düşer ruhuma
Duvarlar seslenince
Karanlık oyun oynar aklıma
Gölgeler dans edince

İnan bana alışamadım
Hiç bir zaman sensizliğe
Şimdi sensizlik dolaşıyor
Çıkıp gittiğin bu evde

Yanlızlığa elbet alışır bedenim
Yanlızlıkla belki de başa çıkabilirm
Çok zor gelse bile yaşar öğrenirim
Sensizlik benim canımı acıtan